Üç
Vasiyet
Hüvel
bâki bu hayatın
Unutulmuş
bir düşünce dehlizindeyim.
Ya siz?
Sevdiklerinden
ayrı düşen
“Emeği bersizlerim!” *
Candan
öte ve candan aziz bildiklerim…
Ben ki;
Bir
başına ağlamaklı,
Bir
başına yetim.
Tarifsiz
kederler içinde,
Bir ömür
mekânsız
bir gurbetteyim...
Kaderin
cilvesi bu zâhir,
Bilmem
ki ne deyim?
Yahut ne
desin,
Acılardan dilim dilim olmuş dilim...
Ağu içip, ağıtlar mı?
Keyif
çatıp;
Şen–şakrak
koşuklar mı söylemeliyim?..
Tek dileğim;
Bir yanık kaval sesli saba yeliyle
Selam
eyleyip Turan illerine...
Her
vakit
Azatlığın zirvesinde kıyamlarını,
El açtıklarında yüce Mevlâ'ya,
Hayır duâlarını bekleyim...
Kutsal
bağrına gömün,
Vakti
gelince memleketimin.
Menekşeler,
yaseminler, papatyalar örtsün üzerimi
Serin dağ rüzgârları taşısın rehasını
Dört bir
yanından güzel
ülkemin,
Bir de;
Fatihaları, Yasinleri,
Tekbirleri,
âminleri karışsın
Bozkurt
naralarına
Ülkü
erlerinin..
Her yıldönümünde;
Ay-yıldızlı bayrağımın gölgesinde,
Toplanıp hasret giderin..
Selamı var sizlere tüm şehitlerin.
Bir de
üç vasiyeti,
Bizden önde gidenlerin;
"Ezanı dindirtmeyin!"
"Bayrağı indirtmeyin!"
"Vatanı böldürtmeyin!"
13.07.2011/Köksal CENGİZ
*Doğu Anadolu'da "emeği
karşılıksız"manasına kullanılan bir deyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder