7 Aralık 2012 Cuma



Üç Vasiyet
Hüvel bâki bu hayatın
Unutulmuş bir düşünce dehlizindeyim.
Ya siz?
Sevdiklerinden ayrı düşen
“Emeği bersizlerim!” *
Candan öte ve candan aziz bildiklerim…
Ben ki;
Bir başına ağlamaklı,
Bir başına yetim.
Tarifsiz kederler içinde,
Bir ömür mekânsız bir gurbetteyim...
Kaderin cilvesi bu zâhir,
Bilmem ki ne deyim?
Yahut ne desin,
Acılardan dilim dilim olmuş dilim...
Ağu içip, ağıtlar mı?
Keyif çatıp;
Şen–şakrak koşuklar mı söylemeliyim?..
Tek dileğim;
Bir yanık kaval sesli saba yeliyle
Selam eyleyip Turan illerine...
Her vakit
Azatlığın zirvesinde kıyamlarını,
El açtıklarında yüce Mevlâ'ya,
Hayır duâlarını bekleyim...
Kutsal bağrına gömün,
Vakti gelince memleketimin.
Menekşeler, yaseminler, papatyalar örtsün üzerimi
Serin dağ rüzgârları taşısın rehasını
Dört bir yanından güzel ülkemin,
Bir de;
 Fatihaları, Yasinleri,
Tekbirleri, âminleri karışsın
Bozkurt naralarına
Ülkü erlerinin..
Her yıldönümünde;
Ay-yıldızlı bayrağımın gölgesinde,
 Toplanıp hasret giderin..
Selamı var sizlere tüm şehitlerin.
Bir de üç vasiyeti,
 Bizden önde gidenlerin;
"Ezanı dindirtmeyin!"
"Bayrağı indirtmeyin!"
"Vatanı böldürtmeyin!"

13.07.2011/Köksal CENGİZ
*Doğu Anadolu'da "emeği karşılıksız"manasına kullanılan bir deyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder