16 Aralık 2012 Pazar

BİR İNCE SIZI




"Okşamadın başımızı, unutsan ne taşımızı…
Bir ince sızı yüreğimde Ceylanım!
Bir ince sızı.
Belli ki çekip götürdü seni yine,
Gamsız duyguların en amansızı…
Gökte bir dolunay kaldı,
Bir de Zühre yıldızı.
Güz yağmurlarıyla başladı,
Hicran ayazı…

Bir ince sızı yüreğimde Ceylanım!
Bir ince sızı.
Ne baharları paylaşabildik seninle,
Ne dolu dolu yazı…
En tiz perdeden döktürdü hüznü firkatin,
Ayar edemedim gönlümdeki sazı…

Bir ince sızı yüreğimde Ceylanım!
Bir ince sızı.
Ben ki bu aşk uğruna,
Göze almışken her imkânsızı;
Engel koydun aramıza,
Kahrolası anlaşılmaz bir nazı…

Bir ince sızı yüreğimde Ceylanım!
Bir ince sızı.
Mısralarla seni söyleşip durdum bunca yıl,
Seni anlattım hep çizgili, çizgisiz sayfalara.
Hasretine türkü yazdım kimi zaman,
Yokluğuna ağıt yaktım bazı bazı;
Kıskandı bütün ak sevdalar,
Gönlümdeki beyazı…

Bir ince sızı yüreğimde Ceylanım!
Bir ince sızı.
Acep nasıl sonlanacak bu kara yazı?
Ve ne gün tadacaksın,
Sana duyduğum emsalsiz hazzı?
“İnanmıyorum” deme sakın ha!
Aşkı bir de pervaneye sor bakalım,
Yanmanın olur muymuş çoğu, azı?

Bir ince sızı yüreğimde Ceylanım,
Bir ince sızı…
Ne gökte dolunay kalacak bir gün,
Ne Zühre yıldızı.
Asıl gidişimle kopacak büyük bir fırtına…
Sağır edecek kulaklarını,
Sevenlerimin avazı.
Okunan salalar;
Belki son kez seni hüzne boğacak.
Ve bir de benden sana,
Son bir hatıra;
“Yakışıklı bir cenaze namazı!”

15. 12. 2012
Köksal CENGİZ









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder