22 Ekim 2014 Çarşamba

DÜŞMÜŞSÜN!
Gönül gül aşkıyla zâra düşmüşsün...
Bülbül olup intizara düşmüşsün...
Tabipler anlamaz senin hâlinden;
Vuslat için kızgın kora düşmüşsün...
Gönül gül aşkıyla zâra düşmüşsün...

Sıla mı, gurbet mi hara düşmüşsün?
Hicran kavurdukça dara düşmüşsün...
âşık anlar maşuğunun dilinden;
Bir ah çekip bin efkâra düşmüşsün...
Sıla mı, gurbet mi hara düşmüşsün?

Sevdası amansız yâre düşmüşsün,
Vurulup zamansız yere düşmüşsün..
Can dediğin cananından ayrılmaz;
Heyhat! Sen de bir ağyare düşmüşsün,
Sevdası amansız yâre düşmüşsün,

Tutuşup, kavrulup nâra düşmüşsün,
Nadana aldanıp tora düşmüşsün...
Zaten med-cezirden farksız şu hayat;
Demek sen de zordan zora düşmüşsün,
Tutuşup, kavrulup nâra düşmüşsün,

Eller çelme takmış vira düşmüşsün..
İncinip de hep inkâra düşmüşsün..
Başkasına boşa ümit besleme!
Gerçek seven Niyazkâr'a düşmüşsün,
Eller çelme takmış vira düşmüşsün.

05.08.2014
Köksal CENGİZ (Niyazkâr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder