Ah! Bu Gönül!
Canandı, candı gönül…
En güzel andı
gönül!
Canım kurban
etsem de;
Yâdlara kandı
gönül!
Bulduğumuz “kader”
mi?
Daldığımız “keder”
mi?
Alıp başın
gider mi?
Tor ata bindi
gönül!
Gir gönlümden
içeri…
Gör vurulan
hançeri…
Yok! Kaçarı,
göçeri;
Sindikçe sindi
gönül!
Nimetimdi “nan“
gibi…
Damarımda” kan”
gibi…
Gönlümde
“vatan” gibi…
Eşsiz sultandı
gönül!
Pervaneydim
harına…
Bülbül idim
zârına…
Kavruldum aşk
nârına;
Sırtını döndü
gönül!
Bilmez ki ne
hâldeyim…
Bir meçhul
ahvaldeyim…
Mecnun’uyum,
çöldeyim;
Yaktıkça, yandı
gönül!
Yürekte derin
yara…
Yaramı kimler
sara?
Yâr iken
Niyazkâr’a;
Ağyar mı sandı
gönül?
01.02.2014
Köksal
CENGİZ(Niyazkâr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder