4 Haziran 2015 Perşembe

ŞU ÖMRÜMÜZ
Gahi koşa, gahi dura,
Geçip gider şu ömrümüz.
Bir kuburdan, bir kubura…
Geçip gider şu ömrümüz.
Ne hayaller kura kura,
Neler yükleriz şuura…
Bitmez gibi aklın sıra;
Geçip gider şu ömrümüz.
Bin millette bin bir töre,
En güzeli bize göre…
Bazen şaşıp meçhul yere;
Geçip gider şu ömrümüz.
Bazen “yazı!”, bazen “tura!”…
Kimi hastadır “hatır”a…
Kimine “kesik fatura!”...
Geçip gider şu ömrümüz.
Herkeste var farklı yara,
Türlü türlü düşer dara.
Emaneti yora yora,
Geçip gider şu ömrümüz.
Zalim, kulu sokar zora…
Mazlum, kolay düşer tora…
Nice gönlü kıra kıra;
Geçip gider şu ömrümüz.
Hayat akan durgun dere…
Başı var da, sonu nere?
Bir kaderi süre süre;
Geçip gider şu ömrümüz.
Sen türkü ol, bense cura…
Oynayalım “Çayda çıra!”
Düğün, dernek, zılgıt, nara;
Geçip gider şu ömrümüz.
Sakın dalma günahlara!
Orda geçmez, mal, mülk, para!
Ya nurlara, ya da nâra;
Geçip gider şu ömrümüz…
Bazı bazı, ara sıra;
Hak dostları sorup, ara!
Dua bahşet Niyazkâr’a;
Geçip gider şu ömrümüz.
Köksal CENGİZ(Niyazkâr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder